Her insan dünyanın en zengin hazinesine sahiptir. En büyük hazinemiz Allah tarafından bizlere lütfedilmiş olan vücudumuz, ‘ORGAN’larımızdır. SAĞLIK; vücudumuzu taşıyıp yaşatan organlarımızın ahenkli çalışmasıdır. Bu köşede; organların arasında en güçlüsü olan, krallar gibi taçlı, canımızı taşıyan ve canlı olduğumuzu hissettiren, kalp hakkında bilgiler okuyuculara sunulacaktır. Faydalı olması dileği ile...

   Kalbin her hareketi CANIMIZIN, bütün vücudumuzu dolaştığı yaşamsal vuruşlardır. Durması dinlenmesi bile anlamlıdır. Çalışmasının karşılığını HAYAT olarak bize sunan kalbe; Latince ‘COR’, Yunanca ‘CARDİA’, İngilizce ‘HEART’, Almanca ‘HERZ’, Fransızca ‘COEUR’, İtalyanca ‘CUORE’, İspanyolca ‘CORAZON’, Rusça ‘SERDTSE’, Hintçe ‘DİL’, Çince ‘XĪNZÀNG’, Japonca ‘KOKORO’… Denilmektedir. Kalp, Arapçadan ‘KLB’ kökünden ‘KALP’ten gelmektedir. Türk Dil Kurumunca göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organın adıdır.

   Kalp sağ ve sol olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Sağ kalp;  sağ atrium ile sağ ventrikülden oluşur, kirli kanın akciğerlere temizlenmek üzere sunulduğu noktada görev başındadır. Sol kalp; sol atrium ve ventrikülden oluşur ve bol oksijen ile doyurulmuş ve akciğer tarafından arındırılmış kanın, bütün besinlerin ve moleküllerin, enzimlerin hormonların, tüm hücrelerin, kayıtlı kayıtsız, bildiğimiz bilmediğimiz her şey, kısaca açların doyurulup sırtlarının sıvazlandığı yolculuğun başlangıç noktasında faaliyet gösterir. Sağ ventrikül, her iki akciğere karşı çalışırken, sol ventrikül bütün vücuda karşı çalışır.

   Kalbin kan pompalamak için gerekli motor fonksiyonunun %80’i, çok güçlü kas tabakası bulunan sol karıncık tarafından icra edilir. Kalbimizin ortalama ağırlığı kadınlarda 300, erkeklerde 350 gram civarında olup herkesin yumruğu kadar büyüklüğündedir. Kalp yedi girişi ve iki çıkışı olan bir organdır. Girişlerden 3 tanesi sağ atriuma (üst ana toplardamar, alt ana toplardamar, kalp toplardamarı) dökülürken, 4 tanesi ise sol atriuma ( akciğer toplardamarları) doğru temiz kanın akması şeklinde olur. Bu kadar çok girişe rağmen her ventrikülden sadece birer olmak üzere toplam 2 adet çıkış (aorta ve akciğer arterleri) vardır.  

   Kalbin temel görevi vücudumuzdaki tüm kanı  devir daim yapmaktır. Bitmez tükenmez bir enerji ile bu pompa fonksiyonunu, son kalp atımına kadar yapar. Artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, hücrelerin beslenmesi için gerekli basıncın sağlanması, tırnak dibine kadar vücut ısısının düzenlenmesi, asit baz dengesinin korunması, hormonların, enzimlerin vücutta gerekli bölgelere ulaştırılması görevlerini yapar. Kısaca

   Kalp, canımızı vücudumuzun en ücra noktalarına taşımaktan kaynaklanan yüce sorumluluğu yerine getirmek için canla başla çalışmakta, çarpmakta, gerektiğinde çırpınmakta (çarpıntı, ritim bozukluğu) ve bizleri hayata bağlamaktadır. Nasıl mükemmel bir emir komuta anlayışıdır ki!  Hiç üşenmeden, yılmadan, her an hazır bir şekilde, son ana kadar huzur vererek çarpmakta, hayattan tat almamıza fırsat vermektedir. Düşünün bir boksör durmadan dinlenmeden ömrü boyunca uykuda bile genelde hep aynı güçte yumruk atmaktadır. Buna can dayanmaz ama kalp dayanmaktadır.