EL ELE VERMİŞ KALP KASLARININ NEŞELİ CIVILTILARI

Kalp kası kalbe özgü ve özeldir. Eller ve kollarımızdaki gibi çizgili kas yapısında olmasına rağmen düz kaslar gibi kendi kendine otomatik olarak çalışır. Kendine has çalışma prensipleri doğrultusunda sessiz ancak bir o kadar etkin, kanı boşluklarına doldurur ve boşaltır. Bu çalışmayı yaparken çok sessizdir. İçindeki huzuru ve hayat ışığını en ince ayrıntısına kadar vücudumuzun en ücra noktalarına taşınmasını sağlar.

Kalp kası vücudumuzun en güçlü kaslarından biridir. Bu da içerdiği mitokondri sayısının çok olmasından kaynaklanır ve vücutta en çok mitokondri içeren hücrelerdendir. Mitokondriler kandaki oksijenin kullanılarak enerji sağlanan hücre içi elektrik santralleridir. Mitokondriler sayesinde oksijenin bu kadar çok bulunması, kalp kasının asla enerjisiz kalmaması için kurgulanmış muhteşem bir anlayıştır.

Enerji için kan şekeri de kalp kası içerisine kolaylıkla girmelidir. Doğar doğmaz çocuğun kalp kası hücreleri tıpkı beyin hücreleri gibi kan şekerini sorgusuz sualsiz içine alır ve yakar. Arada bir aracı mekanizmaya gerek yoktur. Beyin yaşla birlikte bu özelliğini korurken kalp kası hücresi bu yeteneğini kaybetmeye başlar ve yetişkin yaşlarda sonlanır. Bu durumda iş başa düşer, hem kendini hem de vücudu besleyebilmek için daha dikkatli ve çok çalışmak zorunda kalır. Vücutta hem kendini hem de diğer organları besleyen tek organdır, kalp.

Kalp kası kasılırken içerisinde ihtiva ettiği testere şeklinde ipliksi bantlar boyunca hareket eder. Bu iplikçikler kasılmanın en az enerji ile yapılmasından sorumlu olup tahterevalli gibi bir aşağı bir yukarı hareketi sağlarlar. Tahterevalliye binmiş kalp kası hücreleri her zaman mutlu, her zaman enerjiktir. Bu mutluluklarından kaynaklanan enerjiyi çevresindeki arkadaşlarına hep aktarırlar. Ayrıca ipliksi bantlar kalp kasına öyle bir ayar verirler ki; kas lifinin balansı her şartta korunur. Öksürürken, konuşurken, bağırırken, koşarken, düşerken, açken, tokken, nefes alıp verirken aynı simetrik işlem şaşmadan hep tekrarlanıp durur. Ayrıca kalp kasının çalışması diğer kaslarda olduğu gibi ya hep ya hiç kuralı gereğince olur. Ancak kalp kasının diğer kaslara göre uyarılma eşiği o kadar düşüktür ki ufak bir etki ile hızlıca enerji patlaması oluşarak kasılma başlar, kasılma ve gevşeme yaklaşık yarım saniyeden biraz fazla sürer.

Kalp kası vücudumuzun en narin, en duyarlı hücrelerinden biridir. Çok hassas, duygusal, kırılgandır. Kas lifleri arasında zengin sinir ve damar ağları olması ile birlikte herhangi bir duygusal değişimde size en hızlı ortak olan, sizinle o anı yaşayandır. Siz sinirlenince hemen hızlanır, daha çok kanı pompalar, tansiyonu yükseltir ve çarpıntı hissi ile sizinle olduğunu belirtirken dikkatli olmak içinde nazikçe uyarı verir.

Kalp kası oluştuktan sonra son anımıza kadar hep vardır. Değişmez, yerine yenisi yapılmaz, O kalp kası var olduğu andan itibaren kişinin ölümüne kadar hiç yorulmadan çalışır ve çalışır. O kadar sadık, o kadar size yakındırlar ki; sizi her ne olursa olsun asla bırakmazlar. Yorulmaz oluşları ise kalp kaslarının ayrı mücizevi özelliğidir.

Gerçekten çalışmaya başladığı ilk atımdan itibaren son atıma kadar sadece kasılır. Bu özellik kalp kaslarının birbirleriyle olan yakınlıkları, yardımseverliğin en yüce duyguları ile el ele vermelerinden kaynaklanır. Şöyle ki; diğer kas lifleri birbirleri ile yan yana dizilerek saf düzeni alırlar. Omuz omuzadırlar. Oysa kalp kasları el ele vermiş tarzda birbirleri ile bağlantı halindedirler. Bu nedenle çalışmaları öyle eğlencelidir ki birbirleri ile ip atlayan çocuklar gibidirler. Sevinç dolu gülücüklerle, şen ve şakrak çalışarak üstlerine düşen görevi yaparlar. Dilerim bu eğlenceye her zaman bizde katılır yüzümüzden gönlümüzden gülücükler eksilmez. Bu hareketleri yaparken oluşturdukları ahenk, kanın halı gibi çırpılarak damarlara atılmasına ve damarlarda dalgalanmalara neden olur. Bu dalgalanmayı damarlarda biz nabız olarak, oluşan basıncı ise tansiyon olarak hissederiz ve kişinin hayatta olduğuna karar veririz.

Şöyle diyebiliriz; kalp kasları kendilerine ait kurdukları havuzlu bahçelerinde iç huzurunu sağlamış şekilde şen şakrak çalışmakta, yardımseverliklerinin karşılığını hiç yorulmaz olmakla alarak, mutlu yuvalarında keyif vererek yaşamaktadırlar.