DİNLEMEYİ KAÇIRMAK

Dale Carneige ‘’dinlemek, gösterebileceğimiz nezaketlerin en yükseğidir’’ diyor. Tuş tıkırtılarından birbirimizin sesini dahi duymakta zorlandığımız şu çağda, dinlemeyi yeniden öğrenmemiz gerekiyor. Evvela kendimizi ve kalbimizin sesini dinleyerek başlamalıyız bu işe.

Dinlemenin sadece kulakla yapılan bir eylem olduğu fikrine kapılmamış isek, tabiatı , rüzgarın fısıltılarını ve denizin dalgalarını dinlemeyi de eklemeliyiz buna.

Eğer duymasını bilirsek her varlık zaten sürekli konuşuyor. Bu yönüyle de evrensel iletişim biçimidir dinleme. Zihindeki bariyeri aşmaya ve anlamaya yönelik gönüllü bir çabadır. “Konuşmak bir gereksinim, dinlemek ise bir sanattır” der Goethe.

Karşıdaki kişiye iltifattır dinleme. Yükseltme ve yükselmedir. Dinleyen insan “Elestü bi Rabbiküm” hitâbına mazhar olur .

Mevlana Mesnevide şöyle der ‘’Dertli adamın tereddütle dolu, dumanlarla dolu bir gönül evi vardır. Dertlerini dinlersen o eve bir pencere açmış olursun ‘’ Bu yönüyle hem rahatlatıcı hem de tedavi edici özelliğe sahiptir.

Kalbe, akla, ruha, bugüne ve geleceğe şifadır dinleme. Dilin söylediği kulakla, kalbin söylediği can kulağı ile dinlenir.

Muhatabının susmasını beklemekten ziyade, söylenenin bir kulaktan girip öbür kulaktan çıkmasını engellemektir dinlemek. Söylenenleri içeride biraz döndürüp, unsuz kalmış değirmene öğütecek malzeme sunmaktır.

İşitmenin olduğu gibi, dinlemenin de bir eşiği var. Saatlerce işitip dinlemeyi beceremeyen kişi , yüzlerce sayfa kitap okusa da , aslında sadece arka kapak yazısına göz atmış kadar oluyor.

İnsanoğlu, konuşa konuşa anlaşıyor , dinleye dinleye kaynaşıyor. Dinleyeni olmayanın, sözleri ile beraber kendisi de hava da öylece asılı kalıyor. Dinlemenin olmadığı yerde konuşmanın anlamı da buharlaşıyor.

Oldukça iyi işitebilen kulaklarımız var ancak bu kulakları dinleme için kullanamıyoruz. Dinlemek işitmekten farklı zira. İşitmek algı , dinlemek ilgi ister. Konsantrasyon, sabır, itina ve empati ister. Bunu harmanlamak ta yürek ister.

Muhatabının karşısında mıknatıs olmaktır dinlemek. Sözlerini ağzından çekip , dilinin açılmasına , çağrışımdan çağrışıma kayıp gitmesine vesile olmak.

Kulak, yüreğe giden bir caddedir. Dinleyerek, yürekten yüreğe köprüler kurulur . ‘’Söze dinlemek kapısından giriniz ‘’diyor İbrahim Tenekeci. Herkesin bir şeyler anlatmak istediği şu dünyada , sizi dinlemek isteyen birine rastlamak ganimettir.

Ağzı olan konuşur ama dinlemekten nadiren söz edilir. Oysa ki ömür iki nokta arasında akıyor ; hayatı dinlemek ve hayata susmak: Sizin terazinizde ağır gelen hangisi ?