Ülkemizde yaşananlara TV den bakanların yazılı medyadan takip edenlerin veya hepsini kendi dağarcığından filtreleyip süzenlerin yada hiçbiriyle ilgilenmeyenlerin bakış açılarını dile getirmek istiyorum.

 Son zamanlarda neredeyse sadece belgesel izleyen biri olarak artık haber bültenlerine veya açık (!) oturumların neredeyse hepsinde yanlılık sezmeyen kişi yoktur sanırım aramızda. X medya grubu gözleri tamamen kapalı bir şekilde? Y medya grubuna bakınca onlar da olmayanı görmenin peşinde? Z medya grubuna sıra gelince de neredeyse sürekli her şey tozpembe. Sadece tv den dünyada ve ülkemizde olanlara bakanlar da bu üç sınıfın birinde kendini buluveriyor açıkçası. Akşam haberleri dinle sabah birilerinin ağzından cümlesi cümlesine duy. Yahu insan hiç mi bir yorum katmaz hiç mi idrak yollarına biraz sürtmez duyduğunu pes?

  Diğer gurubu seyredenler de komplo teorisyeni mübarek? sürekli olmayan şeyleri olmuş gibi gösterme ve sürekli ?güvenilir kaynaklar? dan bilgiler eşliğinde hızlı bir tümevarım tekniğiyle yine idrak yollarında sürtünmemiş bilgi kirliliği?

  Gelelim tozpembe guruba. Asıl iyisi orda. Sohbete başlıyorsun ülke gündeminden o da dizilerde kimin kimi aldattığından dün akşamki dizinin neden saatinin değiştiğinden yada ?evlendirme? programlarının içerdiği gerçekten önemli(!) gelişmelerden dem vuruyor? İdrak yolları ciddi anlamda zarar gördüğü için hiç başvuramıyor o kısma?

  Yazılı medya biraz daha duyarlı en azından. Haber kısmından geriye kalan yerlerde farklı fikirlerin farklı yolların ve insanların daha düzenli ve düzeyli biçimde aktardıkları ve daha anlaşılır bir platformda buluştukları bir görüş ve fikir topluluğu. Taraflı olan tarafını tarafsız olan tarafsızlığını koruyor. Magazin kısmı magazinliğini spor kısmı da sporluğunu biliyor.

 Bakış açıları değişmezken bakış aşılanmaya çalışılıyor sürekli. Aslında terim anlamsızlaşırken örneğin ?subliminal reklamcılık? veya ?subliminal mesaj? terimleri hayatımıza ve ticaret hayatına giriyor. Koca koca firmalar yada koca koca adamlar bunları kullanmanın peşindeler.

 Yazının başında kendi dağarcığından filtreleyip süzen insanlardan bahsetmiştim. Gelelim onlara? Gittikçe artan bir azalma eğrisinin üstünde takılı kalmaya alışkın ve tutunmak zorunda kalan bir topluluk. Fikirlerini insanlara empoze etmeye çalışmadan doğruların ardından koşarcasına gidip müsbet deliller üzerinden yürüyüp yolu kendi istedikleri yerden değil de yerine oturan taşların üzerinden geçen ve büyük atasözü meyve veren ağaç taşlanır olgusuna sürekli maruz kalan kitle. İyi ki varlar?.

     09/05/2014

 LEVENT AHMET MENEKŞE