Tarihi mekânları “sanal gerçeklik” ve “arttırılmış gerçeklik” teknolojilerini kullanarak geliştirdiği görselleştirme teknikleri ile interaktif bir şekilde dijital ortama aktardığı çalışmalarıyla tanınan Nagakura, Argos in Cappadocia’nın düzenlediği Bezirhane Buluşmaları kapsamında “Tasarım Deneyimi: Ortaya Çıkan Yeni Araçlar, Süreçler ve İçerikler” üzerine bir seminer verdi.

Nagakura, 2015 yılından bu yana çalışmalarında kendisine eşlik eden mimar Doç. Dr. Derya Güleç Özer ile birlikte ayrıca Göreme Açıkhava Müzesi ve çevresinde belirlenen bazı tarihi yapı ve mekânların fotogrametri yöntemi ile üç boyutlu modellerini oluşturacak. Ardından yerden ve havadan çektiği video ve fotoğrafları da kullanarak kendi geliştirdiği sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik teknikleri ile mekânların bilgisayar ortamında dijital rekonstrüksiyonlarını oluşturacak ve interaktif bir şekilde görselleştirdi.

Nagakura ve Özer daha sonra mekânların gerçek maketlerini yapacak ve akıllı telefonlar ve tabletler aracılığıyla sanal model ile gerçek model üzerinde izlenebilecek görsel canlandırmaları hazırladı.

Ekip, bu metodun lazer tarayıcı vb. araçlara kıyasla daha ucuz ve bütüncül bir yöntem olarak iyi bir mimari görselleştirme aracı olduğuna ve bu yöntemle elde edilecek canlandırmaların gerek Kapadokya'nın restorasyon, gerekse turizm ve tanıtım çalışmalarında ciddi kolaylık ve gelişme sağlayacağına inanıyor.

Projenin temel amacı; mimarlar, arkeologlar, restoratörler ve özellikle turistler için görünmeyeni gösterebilmek. Sanal gerçeklik (virtual reality) teknolojileri kullanılarak yapılan görselleştirme çalışmaları koruma uzmanları ve uzman olmayan kişilere tarihi yapıların anlatılması ile ilgili yeni olanaklar getiriyor. Sanal gerçeklik ortamına aktarılan tarihi yapıları sanal gerçeklik gözlükleri ile deneyimlemek ve ziyaretçilere mekânı eskiden olduğu gibi canlandırmak mümkün. Sanal gerçeklik, var olan ile olmayana alternatif bir gerçeklik imkânı sunuyor. Bu durum, bugün var olmayan veya varlığını değişerek sürdüren yapıların, güncel sürekliliğe herhangi bir müdahalede bulunmadan anlatılabilmesi olanağı sağlıyor. Tarihi bir yapıya ilişkin pek çok veri hızla gelişen teknolojiler sayesinde taşınabilir cihazlara iletilmekte ve her zaman her yerde ulaşılabilir bir ara yüz haline gelmekte. Bu araçlar, mekânlarla ilgili bilginin sayısal altyapısını oluşturmanın yanısıra, insanlara yaşadığı çevre veya korunması ve gelecek nesillere aktarılması gereken tarihi çevreler ile ilgili daha derin bağlantılar kurma imkânı veriyor. Korunması gereken kültür varlıklarının sunumu ve anlatımı konusunda bu ve benzeri uygulamalar yardımı ile atılacak adımlar bilinirliği ve duyarlılığı arttırmaya önemli ölçüde yardımcı olacak.

Takehiko Nagakura Kimdir?

Takehiko Nagakura, Tokyolu bir mimar. Aynı zamanda Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde (Massachusetts Institute of Technology veya kısaca MIT) öğretim üyesi ve Mimari Bilişim Grubu Direktörü. MIT'de bilgisayar destekli tasarım dersleri veriyor ve araştırmaları mimari mekân ve biçimsel tasarım bilgisinin görselleştirilmesi ve bilişim teknolojilerinin mimari tasarım alanına uyarlanması üzerine odaklanıyor. 1996'dan bu yana, kurucusu olduğu Mimarlık, Mimari Tasarımda Görselleştirme ve Mimari Bilişim Grubu’nun (ARC) yöneticiliğini sürdürüyor. Gerçekleştirdiği projeler arasında Gushikawa Orchid Center (1998 SD Review Award ve 1999 Nikkei New Office Award) yeralıyor. Ayrıca crowdsourcing (kitle kaynak kullanımı) ile mimari tasarım sürecini demokratikleştiren bir çevrimiçi yarışma platformu olan Arcbazar.com’un akademik başdanışmanı.

MİT’deki araştırmaları mimari mekân ve tasarımların bilişim teknolojileri ile görselleştirilmesi üzerine odaklanan Nagakura, ilhamını Albrecht Dürer'ın 1525 yılına tarihlenen perspektif aygıtından aldığı interaktif ve üç boyutlu bir mekân görüntüleme cihazı olan Digitarama, üç boyutlu mimari tasarımlar için geliştirilmiş düşük maliyetli bir interaktif alan tarayıcısı olan Deskrama ve bunların arttırılmış gerçeklik (augmented reality) ile geliştirilmiş bir versiyonu olan Multirama AR’yi (Ramalytique) icat etti. Nagakura, kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılmasında dijital ortamların kullanımı üzerine kurulu olan “dijital miras” alanında sürdürdüğü son zamanlardaki çalışmalarında, Ayasofya ve Andrea Palladio’nun villaları gibi önemli tarihi mekânları kayıt altına almak ve interaktif biçimde yenilikçi bir yaklaşımla görselleştirerek canlandırmak için fotogrametrik yöntemle üç boyutlu modellenme tekniklerini, panoramik videolar, oyun motorları ve insansız hava araçlarını kullanıyor.

Le Corbusier’in Sovyetler Sarayı, Giuseppe Terragni’nin Danteum’u ve Vladimir Tatlin’in 3. Enternasyonal için tasarladığı Tatlin Kulesi’nin de aralarında bulunduğu erken modern dönemin tasarım aşamasında kalmış önemli mimari projelerini, içlerinde sanal gezintiye çıkılabilecek şekilde, üç boyutlu olarak modelleyen ve görselleştiren UNBUİLT projesine Kent Larson ile birlikte başkanlık etti. UNBUİLT projesinden elde edilen sonuçlar “Yüzyılın Sonunda Sergisi” ile 1998 yılında Tokyo Çağdaş Sanat Müzesi, 2000 yılında Los Angeles Çağdaş Sanat Müzesi ve çeşitli mimari sergilerde katılımcılara sunuldu.

Nagakura 1985 yılında Tokyo Üniversitesi’nde mimari mühendislik alanında lisansını tamamladıktan sonra ilk yüksek lisans derecesini 1987 yılında Harvard Üniversitesi’nden mimarlık alanında, ikinci yüksek lisans derecesini ise 1988 yılında Tokyo Üniversitesi’nden mimari mühendislik alanında aldı. Harvard'da 1996 yılında başladığı doktorasını, çizimlerdeki mimari formların ve dönüşümlerin tanınması yoluyla tasarımlar geliştirmek üzere bilgisayar ortamında ölçümlenebilir bir paradigma öneren ve yazılıma uyarlanma süreci devam eden tez çalışması ile tamamladı. 1993 yılında MİT’ye gelmeden önce Harvard Üniversitesi Tasarım Okulu’nda (Graduate School of Design) öğretim üyesi olarak görev yaptı ve Tokyo'da Fumihiko Maki adına çalıştı.

Takehiko Nagakura 1999'da Japan Information Culture Society’nin büyük ödülünü aldı.

Kapadokya Balon ve Kültür Yolu Festivali'ne 9 günde 1 milyonu aşkın kişi katıldı Kapadokya Balon ve Kültür Yolu Festivali'ne 9 günde 1 milyonu aşkın kişi katıldı