MOBİL İNSAN/LIK

Teknoloji, insanoğlunun yaratılmasından beri gelişimi onun hayatında önemli değişimlere yol açmaya devam ediyor. Bu değişimler , var olan hayat tarzını , her dönemde kökünden değiştirerek devam ediyor. Günümüzde henüz adı konulmasa da gözlerimizin önünde bu devrim niteliğindeki değişimler hala devam etmektedir. Devrimin sürekli çevrimiçi olan neferleri ise‘’mobil insan’’ diye adlandırılmaktadır.

Ulusötesi yapılanmaların oluşumundan, devletlerin kalkınma planlarının oluşturulmasına, kurumların iş yapma biçimlerinden, sivil toplum kuruluşlarının eylemlerine, gündelik ihtiyaçları karşılamadan özel itiraflara kadar mobil yaşamın girmediği alan neredeyse kalmadı. Mobil imza ve mobil ödeme gibi uygulamalarla durmadan kan tazeleyen mobil teknoloji, 3G’den 5G’ye uzanan projelerle her geçen gün ağırlığını daha fazla hissettiriyor. Yerel ve ulusal iletişim ağındaki devinimler mobil insana daha da hız katıyor. Zamansal ve mekânsal sınırlar müphemleşiyor. Haliyle alışkanlıklar , ilişkiler, iletişimler, sosyalleşme süreçleri ve hayat tarzları da durmadan mobilleşiyor.

Mobil kelimesi, bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim , aksiyon ve hereketli gibi anlamlara karşılık geliyor. Mobil teknoloji denilen şey ise, yediden yetmişe hiçte yabancısı olmadığı cep telefonlarından başlayan tablet bilgisayarlara kadar devam eden yeni nesil teknolojilerdir. Bu taşınabilir teknolojiler farklı alanlarda ve farklı formlarda hayatımıza girmiştir. Gelinen noktada zaten çoğumuz mobil teknolojilere bağımlı halde ve onlarla iç içe yaşamaktayız. Bunun en somut örneklerini okuldan, toplantıdan, camiiden çıkan, uçaktan inen insanların genel eğilimlerine dikkat edildiğinde rahatlıkla görülebiliyor. Bu mobil insanlar sanki uzun süre sigara içmemiş tiryakiler gibi hemen mobil cihazlarına sarılıyor. Cep telefonsuz , bilgisayarsız internetsiz bir zaman ve zemine düşen mobil insan anında depresif bir kişiliğe bürünüveriyor.

Günümüzde mobil denilince akla alternatif bir iletişim kanalı değil , farklı bir yaşam biçimi geliyor. Mobil insan , sırtından indirmediği yada yanında ayırmadığı laptop çantası ile dolaşıp, sırt yada el çantasının içinde her an kullanabileceğini düşündüğü taşınabilir hard disk , şarj aleti, usb belleği ve usb kablosu taşıyor. Cebinde cep telefonu ve kulağında kulaklık olan bu modeller hiçte yabancısı olmadığımız görüntüler.

Mobil insan artık sadece mobil cihazlarını yanında taşımıyor adeta onunla yaşıyor. Bir araştırma şirketinin raporuna göre yüzde 44 oranında cep telefonu kullanıcısı çağrı, mesaj veya e-posta kaçırmamak adına cihazları ile birlikte uyuyor. Gittiği yerlerde hemen kablosuz internete bağlanıp online oluyor ve işlerini ivedilikle hallediyor. Mobil platformlarda isyan bayrakları çekilip yumruklar sanal sanala tokuşturuluyor. Mobilite ile anılarını, duygu ve düşüncelerini, kendine has ifadeleri sürekli online olarak yanında bulunduran mobil insan kendini daha huzurlu hissediyor. Bu yüzden teknolojiden asla vazgeçemiyor ve vazgeçeceğe de benzemiyor.

Mobil cihazların çoklu dil desteğinin olması, uluslararası kullanım imkanının oluşturulması ve herkese uyan genel çözümler üretmesi mobil insan ordusuna her gün yenilerinin katılmasını sağlıyor. Öyle ki, son yıllarda yapılan araştırmalarda günümüzde kişi başına düşen dört ya da beş adet olan teknolojik alet sayısının önümüzdeki on yıl içinde yirmi beşe ulaşacağının işaretlerini veriyor. Bu da aslında mobil teknolojilerin hayatı kuşatması ve git gide mobil insan olacağımız anlamına geliyor.

Hayatın mobil kolları insanların farklı yünlerden farklı şekillerde sarıyor. Elbette ki bu kuşatma teknoloji firmaların kâr amacına hizmet ederken, diğer yandan da insan hayatı kolaylaştırıyor. Örneğin mobil sağlık, daha hızlı bir tedaviyi olanaklı kılmak amacıyla mobil cihazları etkin bir şekilde kullanıyor . Bu şekilde sağlık verilerinin daha hızlı toplaması ve doktorların hastalarının sağlık durumunu daha net takip edebilmelerini sağlanıyor. Bu alandaki mobil uygulamalar hastaların önceki tıbbi verilerine ulaşmalarına ve kendi sağlıkları ile ilgili karar sürecine katılmalarına yardım ediyor. Gönderilen sms ve e-maillerle hastaları bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışması kolaylaştırılıyor. Kolye gibi boyuna takılıp dünyanın neresinde olursa olsun hastanın cep telefonu vasıtası ile kalp elektrosunu gönderen mobil cihazlar gelinen noktayı daha net gösteriyor.

İnternet tabanlı uygulamalar, trafikteki yol durumundan toplu taşıma araçlarının geçiş güzergahı ile tahmini geliş bilgisine, önemli mekanların adreslerinin harita üzerinde bulunmasından sağlık hizmetlerinde randevu alınmasına kadar birçok konuda vatandaşlara yardımcı oluyor. Uygulamalar aracılığıyla yapılan bilgilendirme ve uyarılar, gündelik hayattaki zaman kaybını azaltırken, vatandaşların yaşam kalitelerinin artmasına da katkıda bulunuyor. Kamu kurumları da mobil uygulamalar aracılığıyla hayatı kolaylaştıran çeşitli hizmetleri sunma fırsatı elde ediyor (1)

Mobil veri trafiği her yıl bir önceki yola göre ikiye katlanıyor. Mobil insanın hayatında cüzdanların ve banka kartlarının yerini alan mobil cihazlar alıyor. Nakitsiz bir yaşam biçimi her geçen gün gövdesini irileştiriyor. Gövdenin irileşmesi haliyle beraberinde bir takım rahatsızlıkları da getiriyor. Belki de bu yolda bir bilinmeze doğru gidiyoruz ama bilinmezden ilk defa korkmuyoruz. Aslında korkmuyor değil, her yanımızı kuşatan kablosuz ağlar sebebiyle, korkmaya zaman bulamıyoruz.

Dünyadaki toplan çalışan nüfus sayısının % 38’ini mobil çalışanlardan oluşuyor. 2020’li yıllarda ise %50’sinin mobil çalışan olacağı tahmin ediliyor. Durum bu iken, hayatın gerisinde kalmamak adına , mobil cihazlar olmadan yaşamanın kolay olmadığı görülüyor. Ancak mobil hayatın getireceği riskleri en aza indirmek için dikkatli kullanmak gerekiyor. Bu işin püf noktası ise ‘’, başarının sırrının doğru araçlara sahip olmaktan değil, doğru araçları doğru yöntemle kullanmaktan geçtiğini unutmamak’’ Şimdi varın, mobil insanın çabasını ve cabasını siz düşünün !

aa.com.tr/tr