Ey Türkiye! Sonsuzlukta yankılanan yolun şimdi başındasın.. Sen ki, Anadolumun kapılarını açan Alparslan, Ecdadını yücelten Melikşah’sın! Gördüğün rüyadır hayra alamet, Gazi Osman’ın göğsünü delen o dev çınarsın! Ey Türkiye! Geçmişini bil ki, geleceğe ışık olasın.. Fatih’in dediği gibi, senin kudretinin ulaştığı yere, Onların hayalleri dahi ulaşamasın! Kılıcın yurt tutmak için kavis çizerken havada, İstanbul izler ordunu, aşkla bezenmiş hitabında.. Toprakları değil, Gönülleri fethedesin.. Çölü dahi geçerken, Hakk’a saygından atından inesin! Süleyman gibi, her koşulda, Zaferi kendine vaat edesin! Ey Türkiye! Karşına ordu da çıkar, zorba da.. Hatırla ki, Sen çürük ipliğe elma dizenlerin üstesinden gelen Abdülhamit’in neferisin! Sen ki Zümrüd-ü Anka, Bandırma’dan havalanan bir umut, Kurtuluş Mücadelesi’nin siperisin.. Naçiz bedenin toprak da olsa, Cumhuriyetinin ilelebet yaşayacağının resmisin! Ey Türkiye! Bak ufuktaki yola.. Tarihini, atalarını, kardeşini kolla.. Şimdi, Elini uzat, Başlasın en güçlü devir.. Yenilenmek, şahlanmak, dörtnala koşmak için.. İstikrar ve istikbal için.. Kavgayı, kederi, “kaderimiz bu” söylemini geride bırakarak.. Birlik, bereket, bolluk için.. Türkiye’nin dönemi.. Türkiye Vakti! Gel, birlikte olsun.