Hanefî mezhebinde Ebû Hanife’den rivayet edilip tercih edilen görüş ile Malikîlerden gelen bir görüşe göre, at etinin yenilmesi tenzihen (helale yakın) mekruhtur. İmam Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e, Şâfiî ve Hanbelî mezhepleriyle Malikîlerden gelen diğer bir rivayete göre ise at etinin yenilmesi mubahtır (Serahsî, el-Mebsût, XI, 233; Nevevî, el-Mecmu’, IX, 4; İbn Rüşd, Bidâye I, 470).
Bununla birlikte at eti yemenin mekruh, hatta haram olduğunu söyleyen âlimler de olmuştur (Karâfî, ez-Zehîra, IV, 101). Şüphesiz mekruh ya da haram olduğu görüşünde, o dönemlerde atın gerek askeri gerekse sivil hizmetlerde yoğun bir şekilde kullanılan bir hayvan olması etkili olmuştur. Günümüzde atın etkinlik alanı eski dönemlere göre çok daralmış olsa da at etinin yenilmesi konusundaki mesafeli tutum özellikle Anadolu coğrafyasında devam etmektedir.

 Eti yenilip yenilmeyen hayvanların tespiti neye göre yapılmıştır?

İslam, insanı maddî ve manevî her türlü zarardan korumak için birtakım kurallar koymuş ve insana zarar verebilecek pis ve iğrenç olan her şeyi (habâis) yasaklamış; temiz, güzel ve faydalı olanı da (tayyibât) helâl kılmıştır (Bakara, 2/168, 173; A’raf 7/157).
Kur’an ve sünnette etleri yenilmeyen hayvanlarla ilgili bir liste verme yönüne gidilmemiş, domuz gibi ismi belirtilenler yanında bazı hayvanlar için de belli ilke ve ölçüler konulmakla yetinilmiştir. Ayrıca sağlığa zararlı maddelerin tüketilmemesi İslam’ın genel ilkelerinden kabul edilmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.) sünneti, Kur’an-ı Kerim’deki yasaklamaları teyit eden ifadelerin yanı sıra, “necis ve iğrenç” yiyeceklerin özelliklerine ilişkin detaylı açıklamaları da içermektedir. Mesela Hz. Peygamber (s.a.s.), yırtıcı hayvanların (parçalayıcı uzun ve sivri dişleri olan hayvanlar) ve yırtıcı kuşların (pençesi ile avını parçalayan kuşlar) etlerinin yenmeyeceğini özellikle belirtmiştir. Bununla birlikte Resûlullah’tan (s.a.s.), bazı hayvanların etlerinin yenilmesine dair hükümleri ihtiva eden başka hadisler de rivayet edilmiştir (Müslim, Sayd, 15,16; Ebû Dâvud, Et’ime, 32).
İslam âlimleri, belirtilen amaç ve ilkeler ışığında ictihad ederek hangi hayvanların etinin helâl veya haram olduğunu tek tek ya da gruplandırarak belirlemeye çalışmışlardır. Bu belirlemelerde, bazı hadislerin sıhhati konusundaki farklı değerlendirmelerin ve yorumların yanı sıra, insan tabiatının, örfün, mahallî alışkanlıkların ve söz konusu ilkeleri somut olaylara uygulamadaki değerlendirme farklılıklarının etkili olduğu bir gerçektir.

Yatırımların çeşitlendirilmesi neden önemlidir? Yatırımların çeşitlendirilmesi neden önemlidir?

Kara hayvanlarından eti yenilip yenilmeyenler hangileridir?

Etlerinin yenmesinin helâl olduğunda görüş birliği bulunan hayvanlar Bakara 172 ve Mâide 1, 4 ayetlerine istinaden İslam alimleri tarafından dört grupta toplanmıştır.
a) Sığır, manda, koyun, keçi, deve, tavşan, tavuk, kaz, ördek, hindi türünden evcil hayvanlar.
b) Geyik, ceylan, dağ keçisi, yabanî sığır ve zebra gibi vahşi hayvanlar.
c) Güvercin, serçe, bıldırcın, sığırcık, balıkçıl gibi kuşlar. Bu hayvanların etlerinin helâl olduğunda fakihler görüş birliğindedir. Bu sayılanların bir kısmının helâlliği Kur’an’da tasrih edilmiş, diğerleri de Kur’an’ın “yiyiniz” dediği iyi ve temiz şeyler (Mâide, 5/1; Hac, 22/28, 30) mubah kapsamında görülmüştür.
d) Çekirge de sünnette yenebileceğine dair özel hüküm bulunması sebebiyle, yenmesi helâl hayvanlar grubunda yer almıştır (Buhari, Zebâih, 13).
Etlerinin yenmesinin haram olduğunda görüş birliği bulunan hayvanlar ise üç gruptur:
a) Domuzun haram olduğu, Kur’an’ın açık hükmüyle sabittir (Mâide, 5/3). Kur’an’da ismi anılarak yasaklanan tek hayvan domuzdur.
Kur’an’da sadece domuzun etinin haramlığından söz edilse de İslam âlimleri, En’am Sûresinin 145. ayetinde geçen “rics” ifadesi ile A’raf Sûresi 157. ayetindeki “... onlara pis ve murdar olan şeyleri haram kılar” ifadelerini birlikte değerlendirmişler ve domuzun her şeyinin haram olduğunu belirtmişlerdir (İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, IX, 447).
b) Allah’tan başkası adına kesilen hayvanların etlerinin haram olduğu da yine Kur’an’ın hükmüne dayanır: “(Kesim sırasında) üzerine Allah’ın adı anılmayan hayvanların etlerini yemeyin.” (En’âm, 6/121)
Bu ilke, İslam’ın tevhid akidesine verdiği önemin ve şirke karşı aldığı kesin tavrın bir göstergesidir.
c) Dinî usullere uygun olarak kesilmemiş veya kendiliğinden ölmüş olan hayvanın etinin haram olduğu da yine Kur’an’ın açık hükmüne dayanır: “Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı.” (Bakara, 2/173); “Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan; (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç olmak üzere boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile (tazim amacı ile) dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar size haram kılındı.” (Mâide, 5/3)
İşte bu ayetlerde sayılan hayvan etlerinin haram olduğu hususunda bütün İslam âlimleri fikir birliği içindedir (Nevevî, el-Mecmu‘, IX, 81).
Yukarıda sayılan grupların dışında kalan hayvanların etlerinin yenmesinin dinî hükmü konusunda İslam âlimleri farklı görüşler belirtmişlerdir.

Kaynak: Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı