Önemli olan hastahane yapmak mı?Hastaneye muhtaç olunmayacak bir çevre oluşturulması mı?Bu açıdan bakıldığında bir koşu yolu,spor tesisi dikilen bir ağaç gibi hususlar hastahane kadar önemli.Zira amaç ''Nasıl olsa hastalanılacak hastane yapalım.'' değil ''Hastalıklardan nasıl korunulur?'' olmalı.
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu 2015 Çevreci Tesis Ödülleri Töreni'nde açıklamalarda bulundu:

Doku Medical - Diş Beyazlatma (Bleaching) Doku Medical - Diş Beyazlatma (Bleaching)

Çok Paydaşlı Sağlık İstiyoruz

Törende konuşan Bakan Müezzinoğlu sağlık sorununun sadece Sağlık Bakanlığı’na bırakılacak kadar basit olmadığını vurgulayarak, “Güçlü bir sorumluluk var. Sağlık bakanlarına kadar bırakılmayacak kadar önemli değerli. Çok paydaşlı sağlık diyoruz. Başbakanımızın başkanlığında 8 tane bakan ve yerel yönetimler STK’lar ve duyarlılık gösteren özellikle medyamız olmak üzere sağlığı çok paydaşlı tarif ediyoruz. Sağlıktaki hiç bir projemizi yerel yönetimlerle paylaşmadan şekillendirmeden yol almak istemiyoruz. Bakan olarak gelen taleplere bakıyorum, en çok sağlık bakanından istenen konular, ‘ilçemize hastane, ilçemize sağlık ocağı, ilçemize doktor, ilimize tomografi, hastane yatak kapasitesinin arttırılması’ Ben ‘Sağlık Bakanı mı hastalık bakanı mıyım?’ diye soruyorum” diye konuştu.

Yarın Doğacaklar İçin de Sorumluluk

Sağlıklı yaşam kültürünü teşvik ettiklerini anlatan Bakan Müezzinoğlu, “Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile belediyelerimiz ve yerel yönetimlerle planlıyoruz. Biz yöneticiler doğmamış milyonlarca nesillerin geleceğinden sorumluyuz. Siyasiler, yerel yöneticiler bugün yaşayanlara karşı sorumlu olduğu kadar yarın doğacaklara sorumluluğu var. Sağlıklı sokak, çevre temiz hava bırakamazsak, suyu kirletip tükettiysek, bu bireylerin sağlıklı olmalarıyla ilgili ortamı tahrip edip alkış aldıysak gündeliktir o alkışlar. Anlamlı ve değerli olmaktır önemli olan” şeklinde konuştu.

Sağlıklı Çevre

Sağlıklı yaşam içim bisiklet kültürünün önemini de vurgulayan Müezzinoğlu, “Derdimiz birine bisiklet vermek değil. Böyle bir kültürü pencereyi aralayabilmek. Bana gelen 100 belediye başkanını 60 ‘ilçeme ilime hastane’ diye gelmiştir. ‘Bir milyon bisikletle ilgili 5 km yol yaptım’ diye bir tane belediye başkanı gelmedi. Ciddi mantalite değişimine ihtiyaç var. Belediye başkanına etraftan gelen talep bu. Kendini merkeze alan bireyin sağlıklı geleceği için talepleri olur. ‘Benim sokağım park alanım sağlıklı değil, spor alanları yapmıyorsunuz, yürüyüş ve bisiklet alanım yok’ Bunun için giden, belediye başkanını yoran üzen baskı yapan bir toplum algısını mantalite değişimini gerçekleştirmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Geleceği Doğru Şekillendiren Yönetim Anlayışı

Uyuşturucu probleminin de aynı mantalite çözülemeyeceğini savunan Bakan Müezzinoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Bu gidişat böyle giderse, uyuşturucunun problem olmasından uzaklaşamayız. Mantalite, ruhen, fiziken, sosyal yönden birey, aile toplumu merkezi alarak geleceği şekillendirmeyen yönetimler problemi sivrisinekleri öldürebilir ama bataklıkları kurutamaz. Türkiye artık sorun üreten değil, sorun çözen değil geleceği doğru şekillendiren yönetim anlayışına geçmesi lazım. Geçtiğimiz yıllarda sorun üreten yönetimlerle sıkıntılarımız oldu. Sorun çözen yönetimleri yakaladık ama yetmez. Geleceği doğru şekillendiren, vizyonu doğru koyan yönetim anlayışına sahip yerel yöneticiler olarak sağlıklı dönüşümü sağlamalıyız. Biz kirleten olamayız. Biz kendimizi zarar vererek aynı noktaya taşımayız. Birilerine ağır bedeller ödeterek geleceği planlayamayız. Daha çok vererek, daha güzelini başararak bu yolculuğa hep birlikte katkı sağlamayı temenni ediyorum”

Sürdürülebilir Yaşam İçin Çevre Olmazsa Olmaz

Törende konuşan İBB Başkanı Kadir Topbaş ise Türkiye’deki şehirlerde ekolojik restorasyona ihtiyaç olduğunu belirterek, “Artık dünya da ciddi endişe içinde. Dünyada sürdürülebilir yaşam için çevre olmazsa olmaz. Bunu bir çok yerde dile getirdik. Çözümler konusu yerel yönetimsiz olmaz. Çözüm ortağı olmak istiyoruz. Halkla en yakın iletişimi biz kuruyoruz. Binlerce yerel yönetici ve dünyanın en büyük ağını teşkil eden örgütler bir araya geldiler. Yarınları, dünyanın geleceğini kurtarmak için. Amazon'dan gelen belediye başkanları ile görüştüm. ‘Yağmur ormanları giderek yok oluyor, size bırakılsaydı daha iyi korurdunuz’ dedim. ‘evet’ dediler. ‘Dedelerimiz korumuştu’ Şimdi vahşi sistemin getirdiği maalesef büyük iş makineleri ile ormanlar yok ediliyor dendi. Anadolu köylüleri, kendi orman bölgelerinde yasaklar oluşturup bölgeleri koruyorlardı. Maalesef onların elinden alınınca kenara çekilince maddi değerler ön planda tutulduğu için tahrip edildi. Kaynakları yanlış kullandık” dedi.

Büyükşehirlerde yaşan vatandaşların yaşam tarzlarını gözden geçirmesi gerektiğini savunan Topbaş, “Çevre hassasiyeti ve yeni alışkanlıklar oluşmalı. Bisiklet kullanacaklar, çevreyi kirletmeyen sistemler oluşturacaklar. Sanayici, çevreye zarar vermeyecek. Yönetimler de çevre duyarlı binalar için teşvik ödüller verecek. Ekolojik kıyametin eşiğindeyiz. Buzullar ısınmaya başladı Biz kendi yaşam alanlarımızda kendimizi değil dünyayı düşünmek zorundayız. İstanbul'un nüfusu 7 milyon olduğunda hava kirliliği had safhada idi ama şu anda kalite olarak dünya standartlarının üzerinde. 32 milyon metrekare aktif yeşil alan kattık. Milyonlarca ağaç diktik. Estetik kent ekolojisi açısından akan mikroorganizmalar açısından farklılık sağlıyoruz. Sürdürülebilir çevre için vatandaşların kararlara katılımı, vatandaş hassasiyetinin mutlaka dahil edilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.